Fındığın Tarihçesi

Fındık meyvesi çok eski devirlerde insanlar tarafından yenilmiş ve besin değeri takdir edilmiştir. Hükümdar sofralarına kadar giren fındık meyveleri sonraları Akdeniz bölgesinde ticaretin artması ve genişlemesi ile bir servet ve bereket timsali halini almıştır.Tarihi belgelerde günümüzden 2500 yıl önce Türkiye’nin doğu karadeniz kıyılarında fındık üretildiği belirtilmekte ve fındığın son 6 yüzyıldan beri Türkiye’den diğer ülkelere ihraç edildiği bilinmektedir.Anavatanı Doğu Karadeniz olan kültür fındığı, Kuzey Anadolu’dan, önce Yunanistan’a oradan da İtalya’ya götürülmüş, bu ülkede Avella şehri civarında yaygın olarak yetiştirilmeye başlanmış. Sicilya ve İspanya’ya Araplar kanalıyla ulaşmış, Fransa’da çok yakın zamanlara kadar önemli bir kültür bitkisi olarak ele alınmıştır. ABD’de ise, fındık yetiştiriciliği son 70 yıl içinde gelişme göstermiş, güçlü araştırma ve geliştirme programları ile desteklenerek önemli bir sıçrama yapmıştır.

 

 

– Dünya’nın fındık üretimi için gerekli uygun hava koşullarına sahip bir kaç ülkesinden biri olan Türkiye, toplam Dünya üretiminin % 75’ini, ihracatının ise % 70-75’ini gerçekleştirmektedir.

 

KUTSAL ÜRÜN FINDIK

YARADILIŞ KÖKLERİ

M.Ö. 29. yüzyılda Çin’de yetiştirildiği belirtilen fındığın , kültürel anavatanı olarak Anadolu bilinmektedir. Bazı tarihçiler de Orta Asya’dan Kuzey Anadolu’ya getirilen fındığın, buradan bütün Dünyaya yayıldığını ifade etmektedirler.

Tarihe kutsal meyve olarak da geçen fındık, eksi Türklerin din hayatında da yer almıştır. Başka milletlerinde kutsal saydığı fındık, barış ve esenliğin timsali olarak da görülmüştür. Yunanlıların Tanrısı Hermes’in asasının bile fındık dalı olduğu söylenir.
Yağ Taşı, Yağmur Taşı efsanesi ile Buğu Tekin efsanelerine göre, fındık ağacı kutsal olarak gösterilmiştir.
M.Ö eski Yunanlılar, Mezopotamya’da İranlılarla savaşıp dönerken, Trabzon – Giresun arasında bir yerde ilk defa fındık meyvesine rastlamışlardır. Bu meyveye Pontus Cevizi anlamında “Kerta Pontika” veya “Nuı Pontika” adını vermişlerdir.
M.S 1. yüzyılda Yunanlı hekim, Diocorides’in Kitab-ül Hasayiş adlı eserinde de fındıktan yapılan ilaçlardan söz edilmektedir. Fındığın Orta Asya’dan Karadeniz sahillerine getiril-diğini söyleyenler, bu kaynakları dayanak olarak göstermek-tedirler.